hz. osman

osman ibn-i affan, kureyş'in ulularındandır.fil vakasından 6 yıl sonra doğmuştur. ticaretle meşgul olmuş, halk arasında sayılıp sevilmiştir.hz. ebubekir'in delaletiyle müs­lüman olan hz. osman, habeş'e ilk hicret eden­lerdendir. servetiniislam yolu­na sarfemiş, medine'de yaşanan su sıkıntısı sebebiyle revme kuyusunu satın alıp müslümanlara vakfetmiştir. cennetle müjdelenen 10 ki­şiden biridir.hz. muhammed'in çok sevdiği eşi hatice'den doğan ümm-i gülsüm ve rukiyye ile peş peşe evlenmiştir. peygamberin iki kez damadı olması, iki kızıyla evlenmiş olması hasebiyle zi’n-nureyn yani “iki nur sahibi” olarak da anılır.

"meeklerin bile haya ettiği kişi".

allah nasip etmeyeceği şeyi hayal ettirmez bu sözünü okuduğumda gözlerimin içi gülmeye başlamıştı lakin sonuç hüsran :(

dört büyük halifeden 3.südür.peygamber damadıdır ve 12 yıl halifelik yapmıştır.kur'an okurken şehit edilmiştir.ayrıca kur'an nüshalarının çoğaltılmasıda hz.osman halifeliğinde gerçekleştirimiştir.

zamanı kıyaslamayan, kaderleri tanıyamaz; gelecek günlerin neler vaadettiğini de bilemez. iyilere dost ol, kötülerden emin olursun. ''çok söyleyen hakimdense, çok iş gören amire ihtiyacımız vardır.''

''ben terazi değilim ki yanılma ve hatadan uzak olayım.''

peygamber efendimiz(s.a.v)'in iki defa damadı olma şerefine erişmiş ve çifte nurlanmış anlamına gelen zinnureyn lakabını almıştır. cebrail(a.s.) bir gün insan suretinde hz. muhammed(s.a.v) ile konuşurlarken odaya hz. osman(r.a) girer ve cebrail(a.s.) sorar; ''bu osman mıdır?'' efendimiz(s.a.v); ''evet'' diye cevap verince cebrail(a.s.) dedi ki: ''ya muhammed! söyle ona gökyüzüne çok fazla bakmasın, o bakınca gökyüzü ondan haya ediyor.'' peygamber efendimiz(s.a.v) evinde hanımı hz. aişe(r.a)'ye sırtını dayar ve ayağını hafif uzatır şekilde oturken hz. ebubekir(r.a.), hz. ali(r.a) ve hz. ömer(r.a) odaya girdiğinde pozisyonunu bozmazken, hz. osman(r.a.) girdiğinde toparlanırmış. hz aişe(r.a.) bunun sebebini sorduğunda efendimiz(s.a.v.): ''ya aişe! meleklerin bile haya ettiği insandan ben nasıl haya etmeyeyim.'' buyurmuştur allah şefaatine nail eylesin.

''geçmişten ibret alın da hayra çalışın.''

osmân-ı zinnûreyn (radıyallâhu anh), affan bin abd-i menâf'ın oğludur. validesi, küreyz bin rabîa'nın kızı erva hatun olup onun validesi de peygamber efendimizin ceddi abdülmuttalib'in kızı ümmü hakîm'dir. hazret-i osman (r.a.), mekke-i mükerreme'de resûl-i ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) hazretlerinin kerîmesi rukiyye (radıyallâhu anhâ) hazretleri ile evlenerek ondan abdullah isimli oğlu olup habeşistan'a hicretlerinde beraberdi. abdullah altı yaşında iken vefat etmiştir. hazret-i rukiyye vefat edince resûl-i ekrem onu diğer kerimesi ümmü külsûm (radıyallâhu anhâ) ile evlendirmişti. ümmü külsûm de, peygamber efendimizin vakt-i saadetinde vefât eyledi. hazret-i osman'ın yaşı sekseni -ve bir rivayete göre doksanı- geçmiş olduğu halde hicri otuz beş senesinin zilhicce ayının on sekizinci cuma günü (m. 656) şehid olmuştur. o günün gecesi rüyasında resûl-i ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) efendimiz, ona: “yarın akşam bizim yanımızda iftar edeceksin” diye buyurmuşlar. hakikaten ertesi gün şehâdet şerbetini içerek resûlullâh'ın nezdinde iftar etmek üzere cennete gitmişlerdir. resûl-i ekrem (s.a.v.) hazretleri, böyle büyük bir fitne olacağını ve hazret-i osman'ın şehit edileceğini işâret buyurmuştu. hazret-i huzeyfe (r.a.), hazret-i osman'ın kanının mushaf üzerine dökülmesiyle fitne kapısı kapanmayacak surette kırıldığını haber vermiştir. cenab-ı hak, ümmet-i muhammed'i muhafaza buyursun. fitne bir uyumuş yılandır, uyandırmaya gelmez. uyanırsa, sünnetullâhi fi'l-âlemîne (allâh'ın âlemdeki kanununa... ) karşı duranlar kurtulur, ne de onu uyandıranlar selâmet bulur. resûl-i ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) hazretleri: “fitne uykudadır. onu uyandıranlara allâhü teâlâ lânet eylesin” buyurmuşlardır. (a. cevdet paşa, kısas-ı enbiyâ)

sesi o kadar güzelmiş ki kuran okurken meşkten ruhunu teslim edenler olurmuş.ayrıca kuran okurken şehit edilmiştir

kuranı kerim okurken şehit edilen halife ayrıca zi’n-nureyn

adı kuran-ı kerim'le birlikte anılan büyük sahabi. kuran-ı kerim, hz. osman zamanında çoğaltılmıştır. ayrıca hz. muhammed'in damadı ve üçüncü islam halifesi. hz. osman'ın yedi günde her gün belli bir miktar okuyarak kuran-ı kerim'i hatmetme usulu vardır ki; bu şekilde hatim bitirmek çok faziletlidir.

"güzel edep ve şüpheden sakınma o kadar güzeldir ki, bunların bir üçüncüsü yoktur."

edebin zirvesi olan büyük bir sahabedir. oruçluyken, kur'an okuduğu bir sırada şehit edilen büyük halife. o kadar dürüst ve asalet sahibi biriydi ki; mekkeliler bile kendisine hayà ederlerdi.

muhammed peygamberin ortadan kaldırdığı statüye dayalı sınıfları tekrar ortaya çıkartıp mensubu olduğu ve sonradan emeviler olarak anılacak olan ümeyyeleri devletin muhtelif kademelerine getiren ve islam coğrafyasındaki yozlaşma ile çürümenin ilk temelini atan üçüncü halife. kur'an okurken şehit edildi diyorlar bir de güzellemek için, oysa ki ırak'taki garnizon şehri olan kufe'nin valisi olarak atadığı üvey kardeşi valid'in; yerli halka yönelik zulmü, onları aşağılaması, masumları hapise atıp arazilerini ellerinden alması, kamu hazinesinden para çalması ve son olarak sarhoş bir şekilde kufe camisi minberinin yanına kusmasını kale almayıp onu cezalandırmaması sonucu gelişen bir dizi isyanı amiyane tabirle iplememesini müteakip olmuştur başına gelen. tabii bu bir nevi bahanesiydi işin, akrabalarının çoğu yolsuzluğuna göz yumduğu zaten bilinen bir gerçekti. bu olay sonrası dördüncü halife ali ve kerbelaya giden yoldan da bahsederim bir ara üşenmezsem, o zamana kadar eyyorlamam bu kadar...

akrabalarını, statüsünü kullanarak devletin kademelerine yerleştirerek, tam bir dayıcılık ile bir halifeye uymayan bir tavır sergilemiş, akrabalarının yaptığı haksızlıklara ve zimmetlerine para geçirmelerine göz yummuş, yapılan israfı sorgulayan ve eleştiren ebu zerr'i sürgüne göndermiş, yapılan isyanlara gereken önemi vermemiş, mısır ve şam'daki insanların kötü yönetilme ve ağır vergilerden ötürü şikayetlerini duymazdan gelmiş, özellikle küfe halkının yalvarmalarına rağmen bir zalim tarafından yönetilmelerine sesini çıkarmamış ve akabinde çıkan isyanların sonucu suikaste uğrayarak öldürülmüştür. ilginçtir hiç bahsedilemez bunlardan. islam dünyasındaki isyanlar ve karmaşa onun zamanında daha fazla artmış, sonrasında da devam etmiştir işte. akrabalarını kadrolaştırmasını ise yumuşak başlı mizacına vermeleri ve akrabalarından başka kimseye güvenmezdi, ondan öyle şey etti demeleri de ne bileyim.